DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNDE BİR TOPRAK AŞIĞI

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNDE BİR TOPRAK AŞIĞI

10.06.2021 1501

Kocaeli Fen Lisesi Lise Tema ve Geleceğim Su ayak İzim Projelerinin ortaklaşa düzenlediği TEMA Kocaeli İl Temsilcisi Nermin Tol online etkinliğimizde misafirimiz oldu. Çevre Günü sebebiyle düzenlenen etkinlik Okul Müdür Yardımcımız Necla Aydın öncülüğünde Rüveyda Akpınar'ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Etkinlikte TEMA'nın kuruluşundan bahsedildikten sonra "Kaç Litre Su Giyiyorum?" belgeseli izletildi. Nermin Tol konuşmasında TEMA'nın çalışma alanları, uluslararası ilişkileri, ekolojik okur yazarlık, erozyon ve çölleşme, ağaçlandırma konularından bahsetti. Okul Müdürümüz Sinan Meral doğanın sürdürülebilirliği için kendisinin Tema Gönüllüsü olacağını söyledi. Bizlerin ne kadar doğru bir yolda olduğunu ifade etti. Etkinliğe öğrenci öğretmen velilerimiz yanı sıra Geleceğim Su Ayak İzim Projesi ortakları da katıldılar. Nermin Tol'un  sufizmdeki su felsefesi  sözlerini bizlerle paylaşması ile toplantı sona erdirildi.

Sufizm'de SU FELSEFESİ"

Suyun doğası bir felsefe anlatır.

Mesela dağdan akan suyu düşünün.

En az direnç gösteren yolu seçer akmak için.

Yani önüne bir kaya çıkacak olursa vazgeçmez yolundan ama onunla uğraşmaz, kayayla mücadele etmez, etrafından dolaşıp devam eder akmaya.

Suyun bu doğasından alınan ilhamla şöyle der Sufiler:

"Seninle uğraşan hiç kimseyle uğraşma, eğer uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın.

Etrafından dolanıp devam et yoluna."

Diyelim ki dağdan akan su önüne çıkan kayanın etrafından dolaşamayacak bir yola denk geldi.

O zaman ne yapar?

Birikip, çoğalıp üstünden aşar.

Yok eğer bu da olmuyorsa, sabırla kayayı damla damla delmeye başlar.

Kayayı delmeyi başaran suyun kuvveti değildir tabii ki, damlaların sürekliliğidir ki buna da "sabır" derler.

"Sabretmek" hiçbir şey yapmadan oturmak değildir.

"Sabır dikenin içinde gülü, gecenin içinde gündüzü hayal edebilmektir." der Şems-i Tebrizi.

Suyun doğası imkansızın bile başarılabileceğini, bunun için sabırlı ve istikrarlı olduğunu öğretir.                                                                     

 Kayayı delen su elbette yine yoluna devam eder.

Su hep akar ve çalışır.

Bilir ki aktıkça temizlenir.

Bazen dere kenarlarında su birikintileri oluşur, akmayan su bulanır, çamurlaşmaya başlar!

Üzerine pislik birikir ve Sufiler bu yüzden derler ki:

"Sen su gibi sürekli ak!

Her daim yenilen!

Her gün yenilen!

İki günün aynı olmasın hep ilerle!

Dünü dünde bırak yeni şeyler öğren!"

Mesela su değişimden hiç korkmaz.

Ama insanlar değişimi sevdiklerini söyleseler de aslında bundan çok korkarlar.

Su, "değişimi" ne de güzel anlatır.

Bazen yağmur olur, bazen kar olur, bazen buz olur, bazen buhar olur.

Buhar olduğunda çıkar gökyüzüne, yağmur olup, kar olup, yine iner yere.

Ayrıca su uyumludur.

Çay bardağına koyduğunda çay bardağının şeklini alır, kovaya koyduğunda kovanın.

Sürekli bulunduğu yere uyumlanır ama doğası da hiç değişmez.

Her yere her şeye uyum sağlar.

Unutma ki dünyada her zaman doğaya uyum sağlayanlar hayatta kalır.

Uyum sağlayanlar esnektir çünkü.

Değişime direnenlerse katı.

Fırtına en sert en güçlü ağaçları devirir ama esnek fidanlara, otlara hiçbir şey yapamaz.

O yüzden esnek olanlar, uyum sağlayanlar hayatta kalır.

Aynı zamanda akışa teslim olur.

Teslimiyet içindedir.

Bu teslimiyet boyun eğmek değildir.

Çünkü bilir ki bütün dereler eninde sonunda büyük denizlere, okyanuslara akar.

Elinden geleni yaptıktan sonra hayatın akışına teslim olmaktır bu.

Su berraktır, şeffaftır.

Olduğu gibidir yani.

Paylaşımcıdır.

Hep besleyicidir.

İnsanları, hayvanları, doğayı besler.

Hayatı başlatandır ve sürekli üretendir.

Su olan her yerde bitkiler vardır, hayvanlar vardır, insanlar vardır, hayat vardır.

İşte suyun bu yapısından dolayı Sufiler birbirlerine

"SU GİBİ OL AZİZİM" derler.

10-06-2021